16 Aralık 2013 Pazartesi

BİZ DEMOKRAT PARTİLİYDİK, Mehmet Necati GÜNGÖR

DEMOKRAT PARTİ
Mehmet Necati GÜNGÖR
Çocukluğumun heyecanı, (Biz Demokrat Partiliydik)
            Gençliğimin hicranı, (Zeybeğin ölümü, Menderes’in idamı)
            Olgunluğumun vefası, (DP aziz hatıra, AP onun devamı)
            Yaşlılığımın cefası… (DP misyonunun düştüğü hali seyretmek)
            Demokrat Parti. (Efsanenin çöküşü)
            Bunlar, hayatımdaki Demokrat Parti evreleri.
            Bu son evre, biz demokratlar için acıklı bir finaldir.
            Binasının kurtuluşunu bile Melih Gökçek’e borçluysak…
            Çöküş dediğin budur işte!
            Enkazına Tevfik Diker, Tansu Çiller adına talip.
            Yok mudur kurtaracak, bahtı kara maderini?
            Var birisi ama ikna edilmesi gerek.
            Devleti biliyor, milleti tanıyor, milli ve  manevi değerleri yüksek biri.
            Adını çok telaffuz ettik: İLHAN KESİCİ!
            Bir de, partinin 30 trilyon borcunu sıfırlayacak birileri.
            Rahatsız edilen iş çevreleri mesela.
            Bir çağrımız da CHP’ye:
            Gösterin Mansur’u da;
            Bir “Çökertme Havası” oynayalım Ankara’da.
            Artık parti ve ideoloji sınırları silindi.
            Atatürk ne güzel demiş:
            “Mesele vatansa, gerisi teferruattır.”
            Bayrağın suç aleti sayıldığı, (Bayrak satıcısı halâ yargılanıyor)
            İstiklal marşımızın yasaklandığı, (Erzurum vali yardımcısının son eylemi)
            Milliyetimizin sorgulandığı bir ortamda
            Tek parti “vatan”, tek ideoloji vatanseverliktir!      

2 Aralık 2013 Pazartesi

demokrasi'nin (güncel) yıldızları!..

T.C. BAŞBAKANI RECEP TAYYİP BEY ile T.C. ESKİ BAŞBAKANI MENDERES
Mehmet Arif DEMİRER
Sosyal demokrat köşe yazarlarımızın şuuraltı Menderes fobileri vardır.
Zaman zaman  Menderes aleyhinde yazılar yazarlar.
Cumhuriyet köşe yazarı Sayın Ali Sirmen (diğer tüm sosyal demokrat köşe yazarları gibi kendisine gönderilen mektuplara/epostalara vd. cevap vermez) 28.11.2013 günü Adnan Menderes’i hatırlamış, Başbakan Recep Tayyip Bey’e benzetmiş:  
“Demokrat Parti sivil darbesiyle, AKP sivil darbesi o kadar birbirine benzemekte, Menderes’in demokrasi algısıyla Tayyip Erdoğan’ın demokrasi algısı, karbon kâğıdıyla çoğaltılmış metinler gibi öylesine birbiriyle tıpatıp ayniyet arz etmekteydi…
“Dilerseniz kısaca bir göz atalım da siz kendiniz karar verin: 27 Haziran 1956 günü TBMM’de önemli bir oturum vardı. Konu, Demokrat Parti’nin muhalefet partileri mensuplarının ve derneklerin toplantı ve gösteri yürüyüşlerine kısıtlama getiren yasa tasarısıdır. İsmet İnönü ile Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu da konuşmak için adlarını yazdırmışlardır. İnönü’nün konuşması sırasında bu tasarının demokrasilerdeki hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu söylemesi üzerine DP Sivas Milletvekili Nurettin Ertürk oturduğu yerden seslenir:
“Vatandaşın hak ve hürriyeti lafları senin ağzına yakışmıyor İsmet Paşa.”
İsmet İnönü’nün yanıtı müthiştir:
“Aramızdaki farkı bilelim, biz mutlakıyetten bugüne geldik, siz ise bugünden mutlakıyete gidiyorsunuz.”
Menderes’in 10 yılda yaptıklarını çok kısa özetleyecek (Recep Tayyip Bey ile kıyaslamayı okuyucuya bırakarak) demokrasiyi getirdiği iddia edilen İnönü ve arkadaşlarının 1960 ve 1961 yılında söylediklerini ve demokrasiden darbeye nasıl vardıklarını kanıtlayacağım:
Menderes on yıllık iktidarında; sürüncemede kalmış Anıtkabir inşaatını bitirdi, ATATÜRK’ü vatan toprağına kavuşturdu; ATATÜRK aleyhine işlenen suçlara dair kanunu (5816 sayılı) çıkardı; dini siyasete alet edenlerin cezalandırılmasına ilişkin kanunu (6187) çıkardı, CHP milletvekillerinin kırmızı oylarına rağmen;
Türkiye’yi NATO üyesi TSK’yı da dünyanın en güçlü silahlı kuvveti yaptı;
Zorlu ile birlikte Kıbrıs kördüğümünü çözerek Türk bayrak ve askerini Ada’ya geri gönderdi (bugün KKTC o sayede ayakta); devraldığı 916 milyon dolar borcu sadece 122 milyon dolar artırarak 1 milyar 38 milyon dolarda tuttu ama 8.1 milyar dolar değerinde yatırımı tamamladı ve hizmete açtı; tarımsal üretimi % 123, enerji sektörünü % 256 büyüttü, sanayide tüketilen elektrik enerjisini % 255 artırdı; 27 Mayıs’ta 2.4 milyar dolar değerinde yatırım inşa halinde idi. 300 milyon dolar değerinde Türkiye’nin o gün de bugün de en büyük yatırımı olan ERDEMİR şirketinin kuruluşunu 11 Mayıs 1960 günü Ankara 1. Noterliğinde bizzat takip etti.
İmza attığı yatırımların toplam değeri 10.8 milyar $.
26 Mart 1960 günü CHP’nin ağır topları, Genel Sekreter Yardımcısı Kemal Satır, Sivas Milletveklili (Aslen Kayserili) Turhan Feyzioğlu, Malatya Milletvekili Nüvit Yetkin ve Urfa Milletvekili Atalay Akan Kayseri’nin Yeşilhisar ilçesinde idiler. Atalay Akan, ilçe merkezi meydanında Emniyet Genel Müdürü Cemal Göktan, Kayseri Valisi Ahmet Kınık ve Yurtiçi Bölge Komutanı Kemal Çakın’a “Ben iki ay sonra İçişleri Bakanı olacağım. Sizleri emeklilik hakkınızdan mahrum edeceğim.” dedi. Olayın tanığı Yeşilhisar C. Savcısı !
4 Eylül 1961 Pazartesi. Darbeciler (38 kişilik Milli Birlik Komitesi’nin Türkeş ve arkadaşları yurtdışına sürüldükten sonra kalan 23’ü) 3 Eylül Pazar günü çıkardıkları bir kanun ile Kurucu Meclis’i zoraki tatile çıkardılar ki, 15 Eylül’de Yassıada’da ilan edilecek idam kararlarını yalnız kendileri tasdik edebilsin ve  böylelikle en büyük tutkuları olan Menderes’i darağacına gönderebilsinler. Tatile çıkan CHP Genel Başkanı Meclis’ten ayrılırken gazetecilere önemli bir açıklama yaptı, ULUS Gazetesi de 5 Eylül günü bu açıklamayı manşetten verdi:
“ASİL İHTİLALCİLER SÖZLERİNİ YERİNE GETİRDİ.”
Sayın Sirmen’den bu yazdıklarıma, bu köşede yayımlanmak üzere, bir cevap rica ediyorum. (Ankara, 02 Aralık 2013, ANAYURT)