27 Mayıs üzerine bir söyleşi (*)
D. Ali ERCAN Prof. Dr. & Hüseyin Avni GÜLER
1925 yılında Elbistan’da doğdum. İlk ve orta tahsilimi
Elbistan’da yaptım. 1942 yılında Askeri Liseye (Kuleli) girdim. 1948’de
Kara Harp okulundan havacı subay olarak mezun oldum. 1974 yılında Kıbrıs Barış
hareketi sonrasında, Kurmay Albay olarak emekli oldum. 1958’de Yüzbaşı iken 27
Mayıs örgütüne girdim. İhtilalden sonra Cemal Gürsel’in imzası ile kıtama
döndüm. Emekli olduktan sonra 1983’te Halkçı Parti kurucuları arasındayım. Bu
partiden Millet Vekili oldum. Milletvekilliğim 4 yıl sonunda bitti. 1990
yılında 27 Mayıs Milli Devrim Derneği Genel Başkanlığına seçildim. Ve o
zamandan beri aralıksız 21 yıl Genel Başkanlık yaptım; büyük özverilerle
2011 yılına kadar bu derneğin adını yaşatmaya gayret ettim… 1989 yılında
kurulan ADD nin de 50 kişilik kurucu üyeleri arasındayım.
ADD kurulmadan önce yeni bir siyasi parti kur(ul)ması
için Muammer Aksoy’a baskı yapılıyordu. Muammer Aksoy bu önerileri kabul
etmedi ve Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurulmasına karar verdik.
ADD’nin maddi ve manevi güçlü olması için büyük çaba harcadık.
27 Mayıs
hareketi sizce bir ihtilal, bir halk ayaklanması mı, bir darbe
darbe mi nedir? 27 Mayıs’ı nasıl tanımlamalıyız? Diğer askeri
müdahalelerden farkı nedir?
27 Mayıs bir devrimdir. Getirdiği Anayasa bunun
kanıtıdır. Amaç Atatürkçülüğü yeniden gündeme getirmek, devlet
düzeninde Atatürkçülüğü yerleştirmekti. Yarım kalmış Kemalist devrimin
devamıdır, diyebiliriz.
27 Mayıs Tüm Halk
kesimleri tarafından kısa sürede benimsendi mi?
Evet, Halkın çok büyük bir kesimi coşku ile karşıladı.
Sıkıyönetime rağmen halk sevgisini göstermek için sokaklara döküldü.
Sebebi 27 Mayısı Millet sahiplenmişti; yani millet ve asker işbirliğiyle
gerçekleştirilmişti.
Bugünkü genç
nesillerin 27 mayıs konusunda mutlaka bilmeleri gereken önemli noktalar
nelerdir? halkın bilmesi gereken en önemli husus nedir?
27 Mayıstan sonra Dünya İhtilaller tarihini inceledim. Tüm
ihtilaller diktatörlük getirmiş, 27 Mayıs sadece özgürlük getirdi. 27 Mayıs
özgürlükçü ve demokratikti. “27 Mayıs neler getirdi?” derseniz,
Evet, öyle demiş
olalım,
Cumhuriyet tarihinin en adil seçimleri 27 Mayıs devriminin
getirdiği seçim kanunları ile gerçekleşti. O zamanlar yaklaşık 40 bin
oyla 1 milletvekili seçiliyordu. Artık oylar havuzda toplandığı için
milli irade kaybı olmuyordu. (Milli bakiye sistemi) Baraj yoktu. Bağımsız
adaylar bile seçilebiliyordu. 1961 Anayasası dünya anayasa tarihinde abidedir.
Bazıları 27 mayıs
için "ihtilal" diyor.Devrimi ihtilalden nasıl ayırt ederiz?
Batı dillerinde devrim ve ihtilal aynı kelimeyle ifade
edilir. (revolution) bizde ayrılır ve bu anlam içeriği bakımından
gerçekçi ve son derece akılcıdır. İhtilal, büyük halk kitleleri
ayaklanmasıdır. Devrim ise ihtilalle yıkılan eski düzenin yerine yeni ve
ilerici yapılanmadır. Mustafa Kemal hem Anadolu ihtilalinin ve hem de
ardından Türk devrimin önderiydi..
Şöyle desek uygun
mu (İhtilalleri aç mideler yapar, Devrimleri ise aydın kafalar gerçekleştirir) ?
Doğrudur.
İsmet Paşa ve CHP
27 Mayısı nasıl yorumladı?
İsmet Paşa bizimle konuştuğunda “İhtilal ile gelip, seçimle
giden ilk darbeci sizsiniz.” Demişti.. 27 Mayıs’tan sonraki süreçte 27
Mayıs kazanımları (belki de Yassı ada mahkemelerinin toplumda yarattığı
mağduriyet psikolojisi nedeniyle) etkisi kısa sürede sönükleşmeye
başladı. oysa Dünyanın en ilerici, özgürlükçü ve halkçı Anayasasıydı halkoyuna
sunulan; ancak ne yazık ki sadece %60 la kabul gördü...
Yani Karşı devrimciler erkenden faaliyete başladılar. Burada
nasıl bir yanlışlık yapıldı?
Mahkeme idam kararı aldı. Bu kararı onamak Milli Birlik
Komitesine verildi. Oysa Kurucu Meclise verilseydi bu idamlar gerçekleşmeyecek
ve Devrim yara almayacaktı. Halkın yoğun sempatisi devam edecekti. Süleyman
Demirel bile 27 Mayısla ilgili görüşlerini nasıl belirtirken şöyle
diyordu: “27 Mayıs büyük bir olaydır. Güç ellerinde iken Meclis
açılmıştır. Bu unutulmaz, dünyada bir örneği yoktur. Biz, o ihtilal
sürecinde ve ihtilalin arzusu ile kurulduk. En azından bu sebeple o ihtilale
karşı olamayız. Maziye bakamayız, bakarsak halk bizi tasfiye eder. Biz bugünkü
anayasa sayesinde varız. Ona karşı da olamayız. Bu sözlerimi şerh ettiğimi hiç
görmeyeceksiniz. 27 Mayıs’a karşı değiliz, gerici değiliz ve olmayacağız. Eğer
AP böyle yaparsa ben şahsen onların içinde ve başında olmayacağım.”
27 Mayıs somut
olarak hangi önemli kurumların oluşumunu sağladı?
En başta: Anayasa(Grev hakkı, sosyal, sağlık sigorta
sistemi), sonra
Anayasa Mahkemesi
Cumhuriyet Senatosu
Milli Güvenlik Kurulu
Yüksek Hakimler Kurulu
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT)
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi
Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) Ve şimdi adını
unuttuğum başka kurumlar hepsi 27 Mayıs devriminin eserleridir.
27 Mayıs’tan sonra
1963’te yasa önerisi veren, 27 Mayıs’ın bayram olmasını öneren kimlerdi?
O zamanki Koalisyonda yer alan tüm milletvekillerinin imzası
ile 27 Mayıs Anayasa ve Özgürlük Bayramı olarak kabul edildi.
27 Mayıs’ı gençlere
nasıl anlatalım?
Bu Devrimin amacı Ülkedeki kötü gidişi durdurarak demokratik
-özgürlükçü bir düzen kurmaktı. insan hak ve özgürlüklerini, ulusal
dayanışmayı, sosyal adaleti, bireyin ve toplumun huzur ve refahını
gerçekleştirmeyi hedeflemişti. Türk ulusunun birliğini, ülke bütünlüğünü
ve cumhuriyeti korumakla görevli olan Türk Silâhlı Kuvvetleri, «kardeş
kavgasına son vermek» söylemiyle 27 Mayıs 1960 günü, meşruiyetini yitirmiş
bir yönetime kansız bir hareketle, el koydu. Bu şeklinde anlatmalıyız...
27 Mayıs
Devrimi’nin siyasal sonuçları da oldu şüphesiz.. Örneğin, “27 mayıs hareketi
olmasaydı, CHP iktidara gelecekti; dolayısıyla 27 Mayısın en büyük zararı CHP
ye olmuştur” deniyor, Sizce bu iddia doğru mu?
Bu iddia bence haksız, çünkü seçim olmayacaktı ki CHP
kazansın, iktidara gelsin... Menderes, “CHP kapatılmalıdır” diyordu. CHP’nin
seçime girmesine bile imkân olmayacaktı.
27 Mayıs’la birlikte büyük
bir özgürlük ortamı oluştu. Bu arada sol fikirler de önemli ölçüde gelişti ve
bu arada geniş sipekturumlu gençlik hareketleri başladı. Acaba bu yeni Anayasa
Türkiye de çatışmalı sağ ve sol ayrımına, Ülkeyi bölücü fikirlerin de
gelişmesine de mı olanak mı verdi ? Ne dersiniz?
Asla Bu şekilde yorumlayamayız ! Yeni Anayasanın
getirdiği Özgürlükler fikir özgürlüğüdür.. Ülkenin yıkımına, parçalanmasına
giden eylemlere özgürlük olarak algılanamaz. İstanbul
Üniversitesi’nden Sıddık Sami Onar, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Hüseyin Naili
Kubalı, Ragıp Sarıca, Naci Şensoy, Tarık Zafer Tunaya, İsmet Giritli,
Ankara Üniversitesi’nden de İlhan Arsel, Bahri Savcı ve Muammer Aksoy
Anayasa hazırlık komisyonunda idiler. Bu komisyon, hazırladığı “Ön Tasarı”yı 18
Ekim 1960’da Millî Birlik Komite Başkanlığına sundu.
Türkiye Cumhuriyeti, emperyalizme direnerek, savaşarak
kurulmuştu, ve esaret altındaki milletlere bir örnekti. Bu nedenle Batı
kapitalizminin çıkarlarına ters düşen ilerici bir toplum düzenine geçişi
sağlayacak 1961 Anayasası'nın en kısa zamanda işlev dışı yapılması
gerekiyordu Bu nedenle emperyalizmin ajanları, tetikçileri tarafından
iç karışıklıklar başlatıldı, sağ-sol çatışmaları harekete geçirildi.
Sonrasını zaten biliyorsunuz.
Sayın Güler,
Lütfedip zaman ayırdınız; bizleri aydınlatan bu değerli söyleşiniz için
teşekkür ediyoruz.
_____________
*) ADD Genel Merkezinde yapılan bu söyleşide, ADD
Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. D. Ali Ercan’ın sorularını Emekli Hv. Kur.Kd.
Alb. Hüseyin Avni Güler yanıtladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder