22 Şubat 2016 Pazartesi

İSTİSMAR VE SUİİSTİMAL EDİLEN, "SİYASİ ÇIKAR UĞRUNA" KANATILAN BİR YARA; YASSIADA’DA “MENDERES ÜZERİNDEN” ÇİFTE RANT

YASSIADA’DA “DEMOKRASİ ŞEHİTLERİ ÜZERİNDEN” ÇİFTE RANT 
Şerif KARATAŞ-İstanbul, Eklenme Tarihi: 14 Mayıs 2015
Yassıada ve Sivriada uzun zamandır iktidarın hedefinde. Hükümet burayı “Demokrasi ve Özgürlük Adası” ilan ettikten, sonra iki adaya, otel, kongre merkezi, yat limanı yapmak istiyor. Kent savunucuları uzun süredir adalara yapılacak “Demokrasi ve Özgürlük projesi” ile adaların imara açılacağı uyarısında bulunuyordu. Bütün bu uyarılara rağmen temel Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla dün atıldı. Davutoğlu temel atma törenindeki konuşmasında, Adnan Menderes’in yargılanması ile adaların bir çok acıya şahit olduğunu söyledi. Yassıada için ‘özgürlük alanı’ tarifinde bulundu. 7 Haziran seçimleri öncesi özgürlük söylemi adı altında adaların imara açılmasını, Adalar Savunmasından Ömer Suvari, hükümetin hem siyasi, hem de inşaat rantı peşinde olduğunu ifade etti.
MENDERES ÜZERİNDEN SİYASİ RANT
Yassıadaya yapılacak turizm ve kongre merkezlerinin temeli Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla atıldı. Yassıada’nın ismi, İstanbul İl Genel Meclisi kararıyla “Demokrasi ve Özgürlük Adası” olarak değiştirilmişti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yassıada’da yapılacak kongre merkezinin temel atma töreninde konuştu. Davutoğlu Adnan Menderes’in yargılandığı Yassıada için, adanın Menderes’in yargılanması sürecinde acılara şahit olduğunu söyledi ve Menderes ile kurmayları için de şehit ifadesini kullandı. Davutoğlu “Şehit bakanlarımız, başbakanımız Menderes tarifsiz savunucu oldular. Hep 14 Mayıs 1950’yi hatırlayacağız. O seçim kazanılmasaydı bir daha milli irade olmayabilirdi. Sandık namusumuzdur. O sandığın temsil ettiği şey milli irade namusumuzdur. “ ifadelerini kullandı. Davutoğlu siyasi partilere milli iradeyi beraber savunma çağrısı yaparak her 27 Mayıs’ta Meclisi Yassıada’da toplamaya çağrdısı yaptı. 
OTEL YAPILACAK AMA ‘HARAM’ OLMAYACAKMIŞ!
Davutoğlu Yassıada’da otel yapılacak olması için de şu ifadeleri kullandı: Burada başbakanımız ve arkadaşlarının hatırasına bir nebze haram getirecek hiçbir toplantıya izin vermeyiz. Bir takım spekülasyonlar yapıldığını duyduğum için söylüyorum bunu. Sivriada ve Yassıda burada yaşananlarla yaşayacak. Buradan izler silmeyeceğiz, aksine yaşatacağız. Yargılamanın yapıldığı salon muhafaza edilecek, gelecek nesillere aktarılacak. 
ADALAR SAVUNMASI: HEM EKONOMİK HEM SİYASİ RANT
Adnan Menderes ve arkadaşlarının yargılandıkları Yassıada ve bitişiğindeki Sivriada’yı ranta açacak projeye  Kabataş’ta toplanan ‘Adalar Savunması’ protesto etti. Yassıada’daki törene katılmak için Kabataş’tan teknelerin hareket edeceğini öğrenen Adalar Savunması iskeleye geldi. Grup, “Yassıada’dan elini çek”, “Bırak ıssız kalsın” yazılı pankartlar açtı. Açıklamanın yapıldığı sırada, temel atma törenini yapan tören organizatörleri gazetecileri alelacele motorlara bindirerek Yassıada’ya kaçırdı!
Adalar Savunması, Yassıada ile ilgili davanın devam ettiğini ve Yassıada’nın 1. derece doğal sit, tarihi sit ve 3. derece arkeolojik sit alanı, Sivriada’nın ise 2. derece doğal sit ve 3. arkeolojik sit alanı olarak koruma altında olduğu her fırsatta dile getiriyor. Adalar Savunması, her iki adanın da kuş göçlerinin en önemli duraklama alanlarından olduğunu ve kuş yavrulama bölgelerinin bulunduğunu ayrıca bölgenin tek balık yumurtlama ve mercan alanı olduğunu da belirtiyor.  
'ADALAR'IN VE İSTANBUL'UN DOĞAL VE KÜLTÜREL YAŞAMI MAHVEDİLİYOR'
Adalar Savunmasından Ömer Suvari gazetemize, adaların imara açılmasını değerlendirdi. Demokrat Partinin 14 Mayıs 1950’de seçim kazandığı hatırlatmasında bulunan Ömer Suvari, yıl dönümü bahanesiyle hükümetin siyasi rant peşine düştüğünü vurguladı. Suvari, “Adnan Mendereslerin yargılandığı bu adayı sözde demokrasi sevgisinin bir parçası olarak Demokrasi ve Özgürlük Adası ilan etmenin hazırlıklarını yapanlar, Adaların ve İstanbul’un doğal ve kültürel yaşamını bir kez daha yok ediyor” diye konuştu. 
İki ada için açtıkları davaların devam ettiğini hatırlatan Suvari, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun temel atma töreninin hukuki olmadığı söyledi. Suvari, “Bu adaların imara açılmasının doğal ve kültürel yaşam için geri dönülmesi mümkün olmayan sonuçları olduğu mahkemelere sunulan çeşitli bilirkişi raporlarıyla kanıtlanmasına rağmen atılan adımlar bir doğal hayat ve kültür katliamıdır” dedi.
Suvari, “Verilen inşaat ruhsatları ve turizm yetki belgeleri yasal ve teknik açıdan usulsüzlük, yolsuzluk ve suç unsurlarıyla doludur” dedi. 
‘FIRTINAYA AÇIK ALAN’
Suvari mevsim şartlarından ötürü buralara yapılacak projenin de kalıcı olmadığını şu sözlerle anlattı: Yassıada dokuz on ay fırtınaya açık bir alan. Kalıcı bir yerleşim mümkün değil. Daha önce su ürünleri fakültesine ve askeriyeye verildi. Fakat kalamadılar. Yılda en fazla iki hafta kullanabilecek yer. Bu yüzden Bizans döneminde sürgün ve cezalandırma yeridir. Böyle bir yere milyon dolarlık yatırım yapılmasını anlamak mümkün değil.”
OBB aracılığıyla 130 milyon doları bulduğu belirtilen bir inşaat projesi MESA, ENKA gibi inşaat şirketlerine ihale edildiğini hatırlatan Ömer Suvari, ‘Mendereslerin hatırasını yaşatıyoruz’ görüntüsü altında 5 yıldızlı oteller, marinalar, lokantalar, pasta salonları, kafeteryalar, gece kulüpleri, kuaförler, sergi salonları, göstermelik konferans salonları ve otoparklarla iki adanın doldurulacağını ifade etti. Her iki adanın doğal, tarihi ve arkeolojik sit alanı olduğuna vurgu yapan Suvari, “İYassıada ve Sivriada’da doğal çevre yok olacak. İstanbul’un ıssız kalabilmiş nadir kuş göçü rotalarından ve tek balık yumurtlama-mercan alanını barındıran Sivriada ve Yassıada beton adalarına dönüştürülmek isteniyor” dedi.   Suvari, iki adanın hukuksuz bir şekilde talana açılmasının diğer adalar içinde tehdit olduğuna vurgu yaparken, İstanbulluları adalara sahip çıkmaya çağırdı.
OTEL, PİST, YAT LİMANI...
Kültür  ve Turizm Bakanlığı verdiği turizm yetki belgesine göre Yassıada’ya müze ve 5 yıldızlı otel yapılacak. Ayrıca uluslararası kongre merkezi de inşa edilecek. 200 milyon avroluk yatırımda yat limanı ve helikopter pisti de yapılacak. Bu tesislerle ilgili protokol Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) arasında imzalandı. Yassıada’ya proje yatırımı yapılırken Sivriada ise turizme açılacak.
YILLARDIR PLANLANAN PROJE
2011 yılında dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Yassıada’yı demokrasi müzesi yapmak istediklerini söylemişti. Sit alanı ilan edilen Yassıada, 2011’de Kültür ve Turizm Bakanlığına devredildi. Kasım 2012’de sit statüsünden çıkarıldı. Nisan 2013’te önce torba yasa ile kültür ve turizm tesisinin önü açıldı, ardından Çevre Bakanlığının hazırladığı imar planları ile de adaya otel, restoran, konferans ve kongre merkezleri, konaklama tesisleri yapılabileceği belirtildi. Yassıada ile birlikte Sivriada’da da yapılaşmaya açıldı.
İMARI PROTESTO ETMEK İÇİN SİVRİADA'YA GİTTİLER











ALİ CANSEV  | İSTANBUL - 21.07.2013 
Yassıada ve Sivriada'nın sit statüsünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kaldırılarak imara açılmasına tepki gösteren Adalar Forumu üyeleri Sivriada’ya doğru hareket etti. Kadıköy, Kabataş ve Büyükada’dan hareket eden eylemciler adada protesto gösterisi yapacak.
Adalar Forumu üyeleri bugün öğle saatlerinde Yassıada ve Sivriada'nın sit statülerinin kaldırılmasını protesto etmek için İstanbul’un üç noktasında toplandı. Sivriada’ya gidecek olan eylemciler teknelerle yola çıktı. ‘Adalar direniyor’, ‘Diren adalar’, ‘Beton lobisi defol’ yazılı pankart taşıyan protestocuların 15.00 sıralarında Sivriada’da olması bekleniyor.
Sivriada ve Yassıada’nın yüzde 65 oranında imara açıldığını söyleyen Yunus Emre Aydın, “Söylemek istediğimiz Marmara Denizi ve Prens Adaları bir bütündür. İmarın diğer adaları da etkileyeceğine inanıyoruz. Bu yüzden Sivriada ve Yassı Ada’nın imara açılmaması için Sivri Ada’ya gidiyoruz.” dedi.
Bu arada, bir televizyon programına katılan Çevre Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar,Yassıada ve Sivriada’nın imara açılmayacağını, Yassıada’nın müze ve demokrasi adası olacağını belirtti. 'Yassıada turizme açılıyor.' iddiasını yalanlayan Bakan Bayraktar, “Yassıada’nın imar planında yapılaşma diye bir şey yok.” dedi. 
'YASSIADA'DA MÜZE' DEDİLER ALTINDAN RANT ÇIKTI
Yassıada'da demokrasi müzesi diye yola çıkıldı. Adanın yüzde 65'i imara açıldı. Müze için emek veren eski Bakan Günay, "Bu, DP'lilerin hatıralarına saygısızlık olur" dedi. Adalar Belediyesi ise tepkili. (Haber: ÖMER ERBİL -omer.erbil@radikal.com.tr / Radikal Arşivi 14/07/2013)
Merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarının tutuklu kaldığı ve aylarca yargılandıkları Yassıada’nın imara açılmasının yankıları sürüyor.
Demokrasi Müzesi yapılma fikri ile başlayan süreçte, yeni yapılaşma izni olmayan tarihi adanın önce sit kararları iptal edildi. Ardından da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı plan yaparak adanın yüzde 65’ine yeni inşaat yapma izni getirdi. Yassıada’nın Demokrasi Müzesi olması için uğraşan eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Bu planlama Demokrat Parti ’nin hatıralarına saygısızlık olur’’ dedi. Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu ise “Müze yapılacak dediler altından rant çıktı” şeklinde konuştu.
YASSIADA’NIN “İDAM FERMANI” YAZILDI
“Müze olarak tasarlanmıştı...”
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay: Yassıada, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca tamamen tarihi ve doğal koruma kurallarına bağlı kalarak 27 Mayıs yargılamalarının ortamını canlandıracak bir anı müzesi olarak tasarlanmıştı. Mahkeme salonu, karşılama ve görüşme yerleri, koğuşlar vb. Bir yüzleşme yeri, yüzleşme mekânları olacaktı. Adadaki tek yüksek yapı tıraşlanarak dokuya uydurulacak, butik otel yapılarak sınırlı bir konaklama ve ağırlama ünitesi dışında yeni bir yapılaşmadan özenle kaçınılacaktı. Şimdi bu tasarıdan vazgeçilmesini ve yeni yapı yoğunlukların oluşturulmasını doğru bulmuyorum. Yassıada’nın demokrasi tarihimizdeki özel ve acı verici yeri, bu alanı fazlaca ‘turistik’ hale getirmeden mümkün olduğunca özgün yapısıyla korumayı gerektirmektedir. Yapılaşmayı arttırmak ve yargı süreci dokusunu yeni binaların arasında seyirlik hale getirmek, adaya uygun olmadığı gibi 27 Mayıs mağduru Demokrat Partililerin hatıralarına da özensiz ve saygısız bir düzenleme olacaktır. Sivriada ise belki bir amfitiyatro yapımı dışında fazla bir kullanıma zaten pek uygun görünmüyor. Ama asıl doğru ve önemli olan, Yassıada’yı tarihsel özelliklerini koruyarak, demokrasi tarihimizin ibret verici yüzleşme merkezlerinden biri haline getirmek, bunun dışındaki düzenleme ve beklentilerden kaçınmaktır.
“Neydi, ne oldu... Gerekirse dava açacağız”
Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 1 / 5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1 / 1000 ölçekli Uygulama İmar planlarını yaparak tamamen yapılaşmaya kapalı olan Yassıada ile Sivriada’yı yapılaşmaya açtılar. Fuar, kongre alanları, kültürel ve turistik tesisler yapımına izin verildi. Burası müze yapılacaktı. Kültür turizmi deniliyordu. Bitki örtüsü korunacak, tescilli yapılar restore edilecekti. Bu adalar Bizans döneminden bu yana çok sayıda tarihi olaya sahne olmuş. Demokrat Parti’nin yargılandığı spor salonu 2. derece tescilli yapıydı, restore edip gezi alanı yapılacaktı. Menderes ve arkadaşlarının tutuklu kaldığı askeri binalar ziyarete açılacak, canlandırmalar yapılacaktı. Arkeolojik alanlarda kazılar yapılıp evrensel değerler de ortaya çıkarılacaktı. Eski Bakan Ertuğrul Günay, İBB Başkanı Topbaş adaları ziyaret ettiklerinde bunlar anlatılmıştı. Sonra birden bire Çevre ve Şehircilik Bakanlığı planlar yapmaya başladı. Belediyemize, halka, STK’lara üniversitelere sormadan yapıldı. Yassıada yüzde 65, Sivriada yüzde 40 yapılaşmaya açıldı. Bu yeni durum yoğun yapılaşma adaların doğal dengesini bozacak, kültürel yapısı zarar görecek. Ada halkı olarak kaygı duyuyoruz. Benzer planların diğer Burgaz, Kınalı, Heybeli, Büyükada içinde yapılmasından endişe duyuyoruz. Bu adaların yüzde 55’i orman, geri kalanının da yüzde 95 yapılaşması tamamlandı. Yeni yapılaşmaya yer yok. Ekolojik denge bozulur yeni planlama yapılırsa. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yapmış olduğu planlara itiraz ettik. Gerekirse dava açacağız. Bizans kalıntıları, iki şato ve Yassıada duruşmalarının görüldüğü salonunun bulunduğu adada yapı yoğunluklu imar değişikliği tartışma yarattı.
***
DARBE MÜZESİ
Rifat SERDAROĞLU
Yassıada’ya ilk kez 1961 yazında, rahmetli babamı ziyaret etmek için, rahmetli annem ile gitmiştik. 12 yaşında idim. Cebimde bir arkadaşımın hediye ettiği küçücük bir çakım vardı. Askerler, tehlikeli bulup aldılar, dönüşte çakıyı alanı bulamadık, benim hatıra çakı yürüyüp gitmişti!
Askeri bir barakanın içinde, tahta bir masanın etrafında oturduk.
Ben, darbeciler tarafından tutuklandığı zamanki kilosunun yarısına, gördüğü işkence yüzünden inmiş babamın kucağında, annem bir iskemlede diğer iskemlede ise önünde defteriyle her konuşulanı yazan bir Yüzbaşı!
Sonra babam müebbet hapse mahkûm edildi, yani ömür boyu hapis!
2,5 yıllık milletvekili. Tahkikat Komisyonu gibi bir yanlışlığa karşı çıkmış imza koymamış, hakkında bir kuruşluk yolsuzluk suçlaması olmayan bir milletvekili! Niye müebbet hapis? Cezayı veren kim?
“Sizi buraya tıkan irade, böyle istiyor” diyen darbe mahkemesi!
Tam da “Darbe Müzesi” yapılacak yerin kapısına asılacak bir söz…
İstanbul’daki tüm kupon arazileri yiyip bitiren Bademler, adalara el attılar. Adalar’ın rantını yemek için güzel bir isim gerekiyordu. Düşündüler, taşındılar ve buldular; “Demokrasi Müzesi!”
Yassıada’da kurulan darbe mahkemesine inat, “Demokrasi Müzesi” kuracaklardı!
Ayrıca Demokrat Partinin mirasının üstüne çökmek Bademler için oy demekti! Hâlbuki Bademlerin DP ile uzaktan yakından bir ilgileri yoktu. DP’ liler namuslu insanlardı! Darbe Mahkemesi bile onları yolsuzlukla suçlayamadı!
Bırakın Darbe Mahkemesini, Bademler normal bir mahkemede yargılansalar, bir tanesi dışarıda kalabilir mi? Avanta mezar yeri var deseniz, ilk Bademler talip olur!
İşte bu yüzden Yassıada ve Sivriada’nın üstüne çöktüler, tıpkı haramiler gibi…
Ufak bir kusur vardı; Ada 1. Derece doğal sit, 3. Derece arkeolojik sit alanıydı. Eh, iki üç tane çanak-çömlek için böyle bir rant feda edilir miydi?
Elbette ki hayır…
Nasıl bir müze?
İçinde 5 yıldızlı otellerin, plajların, havuzların, konferans salonlarının olduğu, ilerde kumar oynatılmasına izin verilecek gazinoların olduğu bir eğlence sitesi, ama adı “Demokrasi Müzesi…”
Kim karar verdi?
Ömürleri boyunca “Biat Kültürü” ile yetişmiş, emir almış, evrensel demokrasi ile uzaktan yakından alakası olmayan, fikir tartışması nedir bilmeyen Cemaat ve Tarikat artıkları…
Adalar kime verildi?
Yassıada ve Sivriada önce Cumhur’un Başı Erdoğan’ın “Hık deyicisi”
TOBB Başkanına devredildi. Böylece ihale kanununun arkasına geçilmiş oldu!
Kendisi de TOBB gibi önemli bir kurumun Başkanlığına “Yönetim içi darbe” yaparak gelen Darbeci Rifat ’ta proje işini, Çevre Şehir ve Kültürden sorumlu AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan’a veriverdi! Çiğdem Hanım zaten son 5 yılda 78 Gençlik Merkezi ve 11 Kentsel dönüşüm projelendirme işini bileğinin hakkıyla almıştı! (Ne bilekmiş be, peh, peh, peh! AK Bilek, AK!)
Proje uygulamaya kondu ve Yassıada’da en az 50 yıllık ağaçların tamamına yakını kesildi. Ağaçlarla dolu olan Yassıada, Kel ada oldu!
“Yeşili en çok seven iktidar” Badem iktidarıdır ama onların sevdiği yeşil, ağaç ve tabiat örtüsü değil, Amerikan Dolarının yeşilidir.
2016 yılının “Komedi Filmleri Ödülüne” aday gösterilmesi gereken bu projenin adının “Demokrasi Müzesi” değil, “Darbe Müzesi” olmasının daha uygun olacağı kanısındayım. Neden mi;
-Yassıada Mahkemeleri “Darbe Yönetiminin Mahkemeleridir.”
-Proje için karar veren siyasi idare demokrat değil, sivil darbecidir.
-Yassıada’yı ihalesiz alan TOBB Başkanı has bir darbecidir. (Fuat Miras’a sorabilirsiniz)
-Proje ’yi alan AKP Milletvekili de, demokrat olamaz. Aldığı tüm ihaleler, ancak darbe yönetimleri tarafından ince bir şekilde verilir, alınır…
-Para kazanmak uğruna ağaçları acımadan kesenler darbeci doğa katilleridir…
Eee, bu kadar darbecinin bir araya gelerek yaptığı bir işe “Demokrasi Müzesi” diyecek kadar aklımızı kaybetmedik herhalde!
Yassıada, olsa olsa “Darbe Müzesi” olur. Benden söylemesi…
Sağlık ve başarı dileklerimle 11 Şubat 2016 - Rifat Serdaroğlu