26 Mayıs 2018 Cumartesi

SAMET OCAKOĞLU: "27 MAYIS DAVAMIZ, DAVAMIZDAKİ TALEBİMİZ İLE BU KERE İSTİNAF MAHKEMESİNE TAŞINDI..."

27 MAYIS DAVASI DAVACISI SAMET OCAKOĞLU'NUN
DAVASININ HUKUKİ SÜRECİ HAKKINDA KAMUOYUNU BİLGİLENDİRME
BASIN AÇIKLAMASI
 27 MAYIS DAVAMIZ, DAVAMIZDAKİ TALEBİMİZ İLE BU KERE İSTİNAF MAHKEMESİNE TAŞINDI.
Kamuoyunda 27 Mayıs Davası olarak bilinen ve 6 yıldır süregelen hukuki süreçten geriye gelecek nesillerin ve milli iradeye aidiyeti olan güzel insanların yüzünü ağartacak tek bir cümle dahi ürettirilmemiş fazilet mücadelemizi türlü olumsuzluklara rağmen istikametimizden sapmadan ve niyetimizi terk etmeden sürdürülüyor. Bu süreçte vicdanlarımızı en ileri halde acıtan ve toplumun adalet anlayışını sızlatan cevaplar ve değerlendirmeler önünde kalırken, kayıtlı hukukumuzu kaf dağının ardına arar hale getirildik.

27 Mayıs 1960’da TBMM 11. Dönemi ve 23. Adnan MENDERES Hükümetini doğrudan hedef alarak Anayasa ve TCK ihlali ile ve Devlete karşı baskın bir kalkışma ile TBMM’yi fesih ederek, ülke yönetimine el koyan 27 Mayıs Askeri Darbesinin silah zoru ile uyguladığı yaptırımlar sürecinde Anayasal Milletvekilliği ortadan kaldırılan davacı Samet Ocakoğlu’nun merhum babası TBMM 11. Dönemi DP Manisa Milletvekili merhum Orhan Ocakoğlu’nun Anayasa, TBMM İç tüzüğü ve Tüm Hukuki Mevzuat dayanağıyla sürmekte olan Milletvekilliği süresinin ortadan kaldırılması ve bu hukuk dışı ortamda Milletvekili Yasama görevi ile birlikte Milletvekili özlük haklarında elinden alınması vakası neticesinde olay tarihindeki meri hukuka ve günümüz hukukuna göre yasa dışı olarak 18 aylık Milletvekili özlük haklarının da gasp edilmiş olduğu gerçeğinde darbe mağduru Manisa Milletvekili merhum Orhan Ocakoğlu’nun 18 aylık Milletvekili Maaşının, Anayasa ve TBMM İç tüzüğü ile konuda görevli Anayasal Organ olan TBMM Başkanlığınca, Mahkemenin denkleştirici adalet ilkeleri ile tespit edeceği miktar esas olarak hak sahibi davacıya ödenmesi talepli davamızın Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/667 E-2014/51 K sayılı dosyasındaki
YENİDEN YARGILANMA BAŞVURUSU
"Yeniden Yargılama" başvurumuz aynı zamanda ilk davamızda olduğu gibi 27 Mayıs Askeri Darbesi mağduru tüm 11. Dönem DP Grubu üyesi Milletvekilleri ile 23. Adnan Menderes Hükümeti üyesi Bakanlar ve 27 Mayıs Askeri Darbesi yaptırımları ile görevden alınan ve düzemce suçlamalarla Yassıada’ya götürülen yüksek Bürokratlar için pilot davadır.
Davamız demokrasiye, milli iradeye ve Anayasa hukukuna aidiyeti olan herkesin ilgi alanında olan bir rejim davasıdır. 
Davamız demokrasiye, milli iradeye ve Anayasa hukukuna aidiyeti olan herkesin ilgi alanında olan bir rejim davasıdır. Hukuki süreci ve neticesi sadece davacıyı veya davacı- davalı ilişkisini değil çok geniş bir kapsamda ülkeyi ve geleceğini organlarıyla, demokratik kurumlarıyla ve hukuk devleti ilkeleri ile ilgilendirmektedir.
14 Mayıs 1950’ de millet tarafından Milli İrade’nin gücü ile tesis edilen ve demokratik parlamenter rejimimizin temeli olan çok partili hayatın bir kesimini, anayasa ve evrensel hukuku ihlal ederek kesintiye uğratan 27 Mayıs 1960 darbesinin doğrudan muhatabı olan muhterem kesimin mağduriyetlerinin tazmin hukuku ile giderilmesi, darbe yaptırımı ile gasp edilen bütün haklarının iadesi ve 27 Mayıs 1960 darbesinin olayları silsilesi içindeki Anayasa ihlali suçları dahil olarak bütün suç ve suçluluk hallerinin ortaya çıkarılması ve faillerinin TCK’ ya muhatap edilmesi, darbe olayları silsilesi içinde hazineyi ( milli serveti) maddi zarara uğratanlarla, 27 Mayıs 1960 darbesi yaptırımları sürecinde hukuki dayanaksız menfaat sağlayanların kazanımlarının geri alınması yolunun açılması, 10’ larca yıl meydanların şahitlik ettiği tutulmamış, rivayet haline gelmiş bir adalet sözünün yerine getirilmesi olabilecektir. 27 Mayıs 1960 darbesinin Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve toplumuna verdiği ulusal ve uluslararası alanda tesiri hala süren büyük zararlarının ve tahribatlarının doğru ve hukuki olarak teşhisi, teşhiri, onarımı ve tanzimi Türkiye için ışıklı bir hizmet olabilecektir. 27 Mayıs 1960 darbesinin yaptırımları ile darbeyi haklı göstermek ve Anayasa ihlali ile darbeye muhatap olan siyasi kadroların milli vicdanda ve kamu vicdanında gasp edilen haklarının iadesini önlemek isteyenlerin, türlü karanlık eylemlerinin de ayrıca yeni mağduriyetler yarattığı da bir gerçektir.
27 MAYIS DAVAMIZ SOSYAL VE İDARİ BÜNYEYİ DARBE SEMBOLLERİNDEN ARINDIRACAKTIR.
M.B.K tarafından oluşturulan Yüksek Adalet Divanı isimli mahkeme’ de yargılanmak üzere sadece seçim kazanmış Milletvekili olmaları nedeniyle Yassıada’ya zorla götürülenlerin bu adada tutuldukları sürede maruz kaldıkları gayri insani, kötü muamele ve hukuki olmayan şartların bu olaylara karışan şahıslarla ortaya çıkarılması, savunma hakkına, yaşam hakkına – tedavi hakkına ve insan onuruna aykırılıkların failleri ile tespiti biliyoruz ve inanıyoruz ki, sadece Adalete hizmet etmez bu yolla demokratik ortamın sağlıklı işlerliğine katkı yapar ve milli bünyenin hücrelerine kadar sirayet etmiş sembollerden devletin arınmasını sağlar.
Manisa'daki Celal Bayar Üniversitesi, Aydın'da Adnan Menderes Üniversitesi milletimizi gururlandıran ilim irfan yuvası dev eserlerdir. Bunlar kolaymı oldu. İkram mı edildi, bunların yapılması ihsan ile mi yapıldı. Demokrasi Şehitlerimizin İstanbul'daki Anıtmezar yerleşkesi bir lütufmu idi. Elbette hayır. Bu eserler ve diğerleri milletimizin adalet anlayışının ve vicdanının nurlu yansımalarıdır.
2013/2014 döneminde 27 Mayıs davamız talebimizin tabii yargı zemini olan Adli Yargıda, idari mahkeme yönü ile ret edildiğinde davalılar olarak bu kararı taşımakta çok zorlandık. Darbe davamızı idari mahkemeye neden götürecektik. Cumhuriyet Hükümetini, TBMM’yi, ülkenin hukuk düzenini, sosyal bünyeyi darmadağın etmiş bu alçaklığın hangi aşamasında idari işlem vardır. Elbette yoktur. Olmadığını da en iyi bizler biliriz.
Haklı davamızın tüm hukuki sürecinde maddi ve manevi sarflarımızla talebimizi müdafaa ederken gerçekte müdafaa ettiğimiz Millet Egemenliği idi.
3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın, 23. Adnan Menderes Hükümetinin, 11. Dönem TBMM’nin ve her biri devletin ve milletin iftihar kaynağı olan vatan evladı nice bürokratın ve milli irade savunucusu nice masum siyasi kadrolar mensubu onurlu ve güzel insanın Anayasal görev sürelerini hukuk eliyle tespit etmek, hukuken tanımak ve bu makamları hak etmeden insanlık dışı ve Türkiye’ye zararlı eylemlerle işgal edenleri dışlamak bu ülkeye yapılacak bir büyük hizmet değilmidir?
YEŞERMESİNE HİZMET ETTİĞİMİZ UMUTLAR KARARTILMAMALIYDI.
Hakkı dillendirmiş ve şerefli ama çileli vazifeye talip olmuş olarak İdari Yargıda hak aramak için hukuki dayanak ifade edebilmemiz mümkün değildir. Kim hangi bakış açısı ile ne demiş ve talebimizi nasıl yorumlamış olurda olsun 27 Mayıs Darbesini İdari Mahkemeye taşımayı Türkiye’ye ve değerlerine fenalık olarak gördüm ve görüyorum. Davamıza ve hakka yönelik diğer duyarsızlıklar ve tüm samimiyetsiz pozisyonlar ise ibretliktir. Yeşeren umutları karatmaya kimsenin hakkı olmamalı.
27 Mayıs Davamızın kesin hükümlü idari mahkeme yönünden ret kararına karşı, 6100 SK ve tüm hukuki müktesebat dayanağı ve güçlü, kanundaki karşılıkları bariz gerekçelerimizle ‘’ Yeniden Yargılama’’ talebi ile açtığımız dava 13 Mart 2018 tarihinde Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı olarak tek bir ifadede bulunamadığımız şartlarda ret edildi.
Bu kere de hukuk düzenimizdeki bir yargı yolu olan İstinaf Mahkemesine başvurduk. Ankara İstinaf Mahkemesindeki dava açmamız bir tevakkuf olarak 27 Mayıs Askeri Darbesinin 58. Yıl dönümüne tesadüf etmektedir. İnşallah bu takvimin ayrıca bir manası olur Bizler davada hak sahipleri olarak Türkiye'nin bu karara layık olduğu inancındayız. Davamızda özverili destekleri için çok değerli arkadaşımız av. Gökhan Karateke beye teşekkürlerimi sunuyorum.
Davamız diridir ve bu yollarda istikametimize doğru yürüyüşümüz sürmektedir, çünkü biz sizleri çok sevdik. Hiç kolay değildir. Yüküm çok ağırdır.En büyük teşekkürümüz milletimize, Şükür duamız Rabbimizedir. 27 Mayıs Davamızın talebini gönülleri incitmeye değil, gönüller yapma dilek ve kararlılığı ile gündeme taşımıştık. Hak vardır, hukuku da olmalıdır. Davamız vesilesi ile Milletimize ebedi saadetler dileriz.
Kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla arz ederim.

25 Mayıs 2018 Cuma

ALİ ABALI "Demokratlar Kulübü Kadim Genel Sekreteri) BU GÜN (25 Mayıs 2018- Cuma) VEFAT ETTİ

ALİ ABALI
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI

Ali Abalı, 
(1930 Fethiye, 25 Mayıs 2018 Ankara)
Türk spor adamı, Gazeteci – Yazar; Demokratlar Kulübü Genel Sekreteri
İktisadi Ticari İlimler Akademisi mezunu. Daha Okul çağlarında spor yaptı. 1963 yılında Tenis Federasyonu üyesi idi. 1966 yılında Masa Tenisi Federasyonu'nun kuruluşunda bulundu ve ilk (kurucu) başkanlığını yaptı. 1971 yılında Akdeniz Oyunları İcra Kurulu üyeliğini büyük bir başarıyla ifa etti. Gençlik ve Spor Bakanlığı'nda Danışmanlık, 1973-1976 yılları arasında Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'nde Merkez Danışma Kurulu üyeliği ile TSYD Ankara Şubesi Başkanlığı ve Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. 1985-1993 yıllan arasında tekrar Masa Tenisi Federasyonu Başkanlığı'nı üstlendi. Masa tenisinin Türkiye'de yaygınlaşmasında büyük katkıları oldu. 
En son ve en uzun süreli görevi;
Çok büyük bir vefa ve fedakârlıkla yıllarca yürüttüğü ve bu alanda çeşitli plâket, takdir ve ödüllere lâyık görüldüğü Demokratlar Kulübü Yönetim Kurulu Üyeliği ve Genel Sekreterliği idi.
Başta kederli ailesi, elemli dostları, yakınları, arkadaşları, bütün sevenleri, tanıyanları ve mümtaz camiamıza başsağlığı; Merhuma Allah(CC)’dan rahmet ve mağfiret dileriz. Nur, huzur ve ışıkları içinde olsun. 

ÖNEMLİ NOT: 

Cenaze merasimi ve ebedi istirahatgâhına tevdiî için, sevgili ve değerli oğlunun Amerika’dan gelmesi beklenmektedir. Karar verildiği ve tarih belli olduğunda; Demokratlar Kulübü tarafından açıklama yapılacak ve kamuoyuna bilgi verilecektir. 

TAZİYE İÇİN:
TEL: 0 532 288 42 42 
e.MAİL: hakanayhanyilmaz@gmail.com