TBMM DARBE KOMİSYONU’NA BAŞVURUM
Samet Ocakoğlu ; TBMM’ de kurulan Darbeleri ve Mağduriyetlerini araştırma komisyonuna ; inancım, yaşam öyküm ve temsil ettiğim değerlerim ışığında başvuru yaptım.
Yüce Meclis’ in iradesi ile kurulan ‘’ Darbelerin ve Muhtıraların Araştırılması Komisyonu’’ nun çalışmalarına 27 Mayıs 1960 darbesinin doğrudan mağduru olarak katkıda bulunmak ve yaşam öykümüzün şahsiyetimize yüklediği sorumluluğu yerine getirebilme dileği ile ve bir hakkı müdafaa ederek, başvuru yaptım.
Cumhuriyetin en ileri aşamalarından olan ve 14 Mayıs 1950’ de millet tarafından Milli İrade’nin gücü ile tesis edilen ve demokratik parlamenter rejimimizin temeli olan çok partili hayatı; anayasa ve evrensel hukuku ihlal ederek kesintiye uğratan 27 Mayıs 1960 darbesinin doğrudan muhattabı olan muhterem kesimin mağduriyetlerinin tazmin hukuku ile giderilmesi; darbe yaptırımı ile gasp edilen bütün hakların iadesi ve 27 Mayıs 1960 darbesi olayları silsilesi içindeki Anayasa ihlali suçları dahil olarak bütün suç ve suçluluk hallerinin ortaya çıkarılması ve faillerinin TCK’ ya muhatap edilmesi, darbenin olaylar silsilesinde hazineyi ( milli serveti) maddi zarara uğratanlar ile 27 Mayıs 1960 darbesinin hukuksuz yaptırımları sürecinde, hukuki dayanaksız menfaat sağlayanların kazanımlarının geri alınması yolunun açılması, 10’ larca yıl meydanların şahitlik ettiği tutulmamış, rivayet haline getirilmiş bir adalet sözünün gereğinin yapılması olabilecektir.
27 Mayıs 1960 darbesinin ulusal, uluslararası alanda tesirileri süregelen zarar ve tahribatlarının hukuk ve bilim çercevesinde doğru, hakça olarak teşhisi, teşhiri, onarımı ve tanzimi Türkiye için ışık saçan bir hizmet olabilecektir.
27 Mayıs 1960 darbesinin türlü yaptırımları ile darbeyi haklı göstermek ve Anayasa ihlali ile darbeye muhatap olan siyasi kadroların milli vicdan ve kamu vicdanı eliyle gasp edilen haklarının iadesini önlemek isteyenlerin türlü karanlık eylemleri ile ayrıca yeni mağduriyetler yarattıkları da bir gerçektir.
Özellikle 1980 sonrasında; 27 Mayıs 1960 darbesinin oluşturduğu hukuken karanlık ortamın milletin vicdan ve hukuk duygusu ile aydınlatılması, milletin bu ve devamı olaylara karşı uyanık kılınması ve darbenin evrensel hukuka aykırı yaptırımlarının ve diğer hukuksuzluklarının gündemde tutulması çabası içinde olanların; yeni hukuk dışı oluşum ve gurupların yıpratıcı, caydırıcı, zarar verme amaçlı türlü aktiviteleri önünde kaldığı bir gerçektir.
Bizleri hedef alan siyasi, sosyal ve maddi yapıyı tahrip etmekte en küçük fırsatıkaçırmayan, aile varlığına ve hukuki kararlılığa saldıran yaşama paralel türlü aktivitelerin kimileri telefi edilemez zararlarının oluşmasında 27 Mayıs 1960 darbesine ve 12 Eylül 1980 sonrasına karşı aldığımız siyasi pozisyonun belirleyici olduğu somut bir gerçektir. TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Başkanlığına yaptığım başvuru özetle şu başlıklardan oluşmaktadır.
- 25 Mayıs 1960 tarihli oturumunu gerçekleştiren 11 Dönem TBMM’ de iktidarı oluşturan Demokrat Parti Meclis Gurubunun 27 Mayıs 1960 darbesi yaptırımı ile sonlandırılan Yasama ve Özlük Haklarının; Teşkilatı Esasiye Kanunu, TBMM İç Tüzüğü, Ulusal ve Uluslar ararası hukuk kuralları ışığında veraset hukuku uygulanarak iadesi.
TARİHİ VE KADİM DEMOKRAT PARTİ 25 MAYIS 1960 TARİHLİ BAKANLAR KURULU TOPLANTISI |
- 1961 anayasasının Cumhurbaşkanına tanıdığı, kanunların Anayasaya aykırılığı görüşü ile Cumhurbaşkanı tarafından veto edilebilmesi hakkının kullanıldığı ilk kanun ” 10 ve 11 Dönem Milletvekillerinin banka kredi borçlarına ödeme kolaylığı getiren kanun” un Devlet Başkanı tarafından veto gerekçesine yazılmış, ” hazinenin (milletin) zarara uğratılması ” ifadesinden yola çıkılarak 27 Mayıs 1960 darbesinin hazineyi(milleti) uğratmış bütün zararlarının – Yassıada süreci dahil- tespit edilmesini,
- M.B.K tarafından oluşturulan Yüksek Adalet Divanı isimli mahkeme’ de yargılanmak üzere Yassıada’ya zorla götürülenlerin, bu adada tutuldukları sürede maruz kaldıkları gayri insani, kötü muamele ve hukuki olmayan şartların, bu olaylara neden olan ve karışan şahıslarla ortaya çıkarılmasını, savunma hakkına- yaşam hakkına- tedavi hakkına ve insan onuruna aykırılıkların failleri ile tespiti, (Hastaneye sevk etmeme, zindanda muhafaza dahil olarak)
- Yassıada’ da yargılama yapan Y.A.D’ ın soruşturmaları, iddianameleri ve kararlarının TBMM’ nin üstün iradesi ile ” hukuken yok” kabul edilmesi,
- Yassıada’da tutulan ve haklarında yargılama yapılan TBMM üyeleri ve bürokratların ve ailelerinin bu süreçte soruşturmalar, iddianameler ve yargılamalardan dolayı yaptıkları bütün harcamalar ve ödedikleri vekalet ücretleri dahil olarak, tazmini.
- 15 Ekim 1961 tarihli YAD yargılama sürecine ve kararlarına muhatap olanların tümünün bütün haklarının iadesi ve YAD kararları neticesi Balmumcu Cezaevi ve Kayseri Cezaevi ve diğer cezaevi şartlarında oluşan mağduriyetlerin giderilmesi,
- 15 Eylül 1961 tarihli YAD kararlarını takip eden günlerde 27 Mayıs 1960 darbesinin ve Yassıada sürecinin toplumda yaratabileceği olası infiale karşı bir tehdit ve baskı aracı olarak kullanılmak üzere elde hazır bekletilen UŞAK olayları davası vakasının tüm boyutu ile incelenmesi,
-17 Eylül 1961 tarihli Milliyet Gazetesinin 1. sahifesinin incelenmesini,
- 11. Dönem DP Milletvekillerinin 12. Dönemden başlayarak yeniden seçilme haklarının engellenmesinin sonuçlarının tazmin hukuku ile giderilmesi,
27 Mayıs 1960 darbesinin hukuken karanlık zulmet kulvarlarının yine hukukun sevgi ve şevkat duyguları ile aydınlatmasını ve meydanlardaki adalet sözünün tutulmasını sağlamak ve aziz bir emaneti yerine getirmek kararlığı ile oluşturduğum Tarihin Geleceğe Başvurusu isimli elektronik kitabımın elimde kalan son kopyasını da muhatabımız olan Komisyon’un Sayın Başkanlığa takdim ettim.
TBMM’ nin iradesi ile kurduğu Darbeleri Araştırma Komisyonu bana göre”Tarihin Geleceğe Başvurusu ” adlı elektronik kitabımı oluşturma ve yayımlama amaçlarımın bir evresidir.
Tüm maliyetlerini üstlendiğim bu e- kitabın 1 tanesini dahi bir kitapçının rafına koyabilmek mümkün olamamıştır.
Bunca teşkilat üyesi ve çalışma arkadaşı olan bir şahsiyetin böylesine bir öyküyü aktaran ve öykünün hukukunu müdafaa eden e- kitabının başına gelenler, içinde kaldığım yargı süreci dahil trajikomiktir.
Uğraştığımız iş, hukuku ve maddi imkanı sevmez. Ancak kitabım konulu açıklamalarım, yazılı ve görsel medya haberleri boşa gitmemiştir. En azından Milli Vicdanda boşa gitmemiştir.
10′larca yıl meydanların şahitlik ettiği Adalet sözünün bu kere tutulabileceği umudunu taşıyorum.
Merhum Başvekil Adnan Menderes’in ifade ettiği gibi ‘’ Yüce Meclis, sizin gücünüz herşeye yeter’’.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder